top of page

İLİŞKİLERİN PARMAK İZİ

  • Yazarın fotoğrafı: Deniz Şibka
    Deniz Şibka
  • 26 Tem 2024
  • 3 dakikada okunur

ree

Bağlanma Teorisi Üzerine


Bağlanma teorisi, John Bowlby ve Mary Ainsworth’ün ortak çalışmasıyla 1960 ve 1970 yılları arasında geliştirilmiştir.  

Mary Ainsworth ve çalışma arkadaşları tarafından “Yabancı Durum” ya da “Yabancı Ortam” (Strange Situation) olarak adlandırdıkları deneysel bir yöntem ile bağlanma tipleri belirlenmiştir. 

Bu deneyde ilk olarak bebek ve anne aynı odaya alınmıştır. Daha sonra anneyi bebeğin yanından ayırıp ardından tekrar bir araya getirilmişlerdir. Bebeğin tepkilerini gözlemleyerek bazı sonuçlara erişmeye çalışılmıştır.

Böylelikle bebeklerin gösterdikleri bağlanma davranışları 3 farklı tipte sınıflandırılmıştır: güvenli, kaygılı, kaçıngan.


Güvenli Bağlanma: 

Bu bağlanma stiline sahip çocuklar, bakım verenleriyle kolayca iletişim kurar ve onlara güvenir. Ebeveynler ayrıldığında üzülebilirler, ancak geri döndüklerinde rahatlarlar ve kolayca sakinleşirler.

Yetişkinlik döneminde de bağlanma teorisinin etkisi görülmektedir. Güvenli bağlanma stiline sahip yetişkinler genellikle dengeli ilişkilere sahiptir. Kendilerine ve partnerlerine güvenirler ve duygusal ihtiyaçlarını açıkça ifade edebilirler.

Deney Esnasında Güvenli Bağlanan Çocuk-Anne İlişkisi: Bebeklerin anneleri yanlarından ayrıldığında oldukça strese girdiklerini, anneleriyle tekrar bir araya geldiklerinde ise kolayca yatıştıkları gözlemlenmiştir. 


Kaygılı Bağlanma:

Bu bağlanma stiline sahip çocuklar, ebeveynin tutarsız veya öngörülemez tepkileri ve davranışları nedeniyle sürekli bir endişe ve güvence arayışı içinde olmasını ifade eder.

Çocuklar, ebeveynleri ayrıldığında çok fazla endişe duyarlar ve geri döndüklerinde zor sakinleşirler. Sürekli ilgi ve güvence arayışı içindedirler.

Yetişkinlik döneminde kaygılı bağlanma stiline sahip yetişkinler, ilişkilerde bağımlı olabilirler ve partnerlerinden sürekli onay ve güvence beklerler. Ayrılık veya reddedilme korkusu yaşarlar.

Deney Esnasında Kaygılı Bağlanan Çocuk-Anne İlişkisi: Bebeğin annesi yanındayken anneye çok yapışık olduğu, annenin odadan ayrılmasıyla duyduğu huzursuzluğun aşırı düzeyde olduğunu gözlemlenmiştir. Anneleri tekrar yanlarına döndüğünde dahi bu bebeklerin yatışıp eski ruh haline dönmeleri çok güç olmuştur.


Kaçıngan Bağlanma:

Bu bağlanma stiline sahip çocuklar, ebeveyninin duygusal olarak mesafeli veya tepki vermeyen tavırları nedeniyle duygusal yakınlıktan kaçınması ve bağımsızlığına aşırı vurgu yapmasını ifade eder.

Çocuklar, ayrıldığında pek tepki vermezler ve geri döndüklerinde de duygusal bir tepki göstermezler. Duygusal ihtiyaçlarını ifade etmekten kaçınırlar.

Yetişkinlik döneminde ilişkilerde duygusal yakınlıktan kaçınabilirler ve bağımsızlıklarını fazlaca korumaya çalışırlar. Duygusal ihtiyaçlarını ifade etmekte zorlanırlar ve genellikle partnerlerinden uzak dururlar.

Deney Esnasın da Kaygılı Bağlanan Çocuk-Anne İlişkisi: Bu bebeklerin, annenin yakınında olmayı pek umursamadığı, anne odadan ayrıldığında fazla stres göstermediği, geri döndüğünde onunla pek ilgilenmediği, hatta bazen anne ile etkileşime girmekten kaçındığı gözlemlenmiştir. 


Neden Bağlanmaya İhtiyaç Duyuyoruz?

John Bowlby'ye göre bağlanma, evrimsel bir temel üzerine kuruludur. Ona göre, bakımveren bebeğe güvenlik ve koruma sağlayarak hayatta kalma şansını artırır. 

Bu bağlanma bir ihtiyaç olarak görülür. Bebekler stres altındayken, bakım verenleriyle yakınlık kurma ihtiyacı hissederler. Bu yakınlık, bebeklerin güvenlik ve huzur duygusunu pekiştirir, böylece sağlıklı bir gelişim süreci desteklenmiş olur.

                                                       …


Amir Levine ve Rachel Heller’ın "Bağlanma" adlı kitabında yer alan Tamara ve Greg örneği, farklı bağlanma stillerine sahip iki kişinin ilişkisini anlatır. 

Tamara, kaygılı bağlanma stiline sahiptir ve ilişkilerinde sürekli olarak partnerinin ona olan ilgisini ve sevgisini sorgular. Partnerinin ilgisiz veya mesafeli davranışları onu kaygılandırır ve terk edilme korkusu yaşar. Sürekli olarak partnerinin sevgisini ve bağlılığını kanıtlamasını ister. Fakat Tamara her ne kadar Greg’in davranışlarından memnuniyetsiz olsa da Greg’in belli konularda özür dilemesi ve şefkat göstermesi onun bu ilişkiden kopmasına engel olur. Bir süre sonra yaşadıkları Tamara’yı yıpratmaya başlasa da duygularını kontrol edemeyecek hale gelir. Greg’in onuna iletişim kurma ihtimallerini düşünüp kendisini sosyal ortamlardan, plan yapmalardan geri plana atar. 

Greg ise kaçıngan bağlanma stiline sahiptir ve ilişkilerinde bağımsızlığına ve özgürlüğüne çok değer verir. Duygusal olarak fazla yakınlaşmaktan kaçınır ve partnerinin taleplerine karşı mesafeli ve soğuk davranır. Tamara ve Greg'in ilişkisinde yaşadıkları temel sorun, bağlanma stillerinin uyumsuzluğundan kaynaklanır. Greg'in mesafeli ve bağımsız tavırları, Tamara'nın kaygılarını tetikler. Tamara, Greg'in kendisini yeterince sevmediğini veya bağlanmak istemediğini düşünerek sürekli olarak güvence arar. Tamara'nın sürekli güvence arayışı ve duygusal talepleri ise Greg'i bunaltır ve ilişkiden uzaklaşmasına neden olur. 

Kitap, Tamara ve Greg örneği üzerinden farklı bağlanma stillerinin ilişkilerde nasıl çatışmalara yol açabileceğini gösterir ve bu stillerin farkında olmanın, çiftlerin birbirlerinin ihtiyaçlarını daha iyi anlamalarına ve sağlıklı iletişim kurmalarına yardımcı olabileceğini vurgular. 

...


Merve Ceren Çırağ

Stajyer Psikolog




Kaynakça
Aydınoğlu, K. P. (2017). Bağlanma Teorisi
Cilmeli, P. E. (2020). John Bowlby ve Bağlanma Kuramı
Levine, A., & Heller, R. (2018). Bağlanma Aşkı Bulmanın ve Korunmanın Bilimsel Yolları. İstanbul : Aganta Kitap
Şanlı, U. P. (2021). Bağlanma ve Yabancı Ortam Deneyi

 
 
 

Yorumlar


bottom of page