top of page

Aynadaki 'Ben' Miyim?

  • Yazarın fotoğrafı: Deniz Şibka
    Deniz Şibka
  • 18 Tem
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 19 Tem

ree



“Benim anlamadığımı mı sanıyorsun var olmak denilen o umutsuz düşü? Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte. Aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma… Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık. Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta belki de yok edilmek.”

Ingmar Bergman- Persona (1966)


Narsisizm kavramından bahsederken Freud’un yaptığı gibi öznenin kendi imgesine olan aşkını gösteren Nergis (Narkissos) mitine referans ile başlamak yerinde olacaktır. Mitte Narkissos bir başkasına aşık olduğunu sanmıştır ancak farkında olmadan aşık olduğu bu kişi, suya yansıyan kendi görüntüsüdür. Freud ‘narsisizm’ kavramını ilk kez 1910 yılında, eşcinsellerin yaptığı nesne seçimini betimlemek için kullanmış ve eşcinsellerin kendileri gibi, kendilerine benzeyen bir partner seçtiğinden ve bu yolla kendilerini cinsel nesne olarak aldıklarından bahsetmiştir. 1911 yılında ise narsisizmi bir ara evre olarak tanımlar. Freud’a göre narsisizm, psikoseksüel gelişimde otoerotizm ile nesne aşkıyla nitelenmiş daha sonraki evre arasında yer alan ara evredir. 1914 yılındaki ‘narsisizme giriş’ adlı makalesinde birincil narsisizm ve ikincil narsisizm kavramlarını ayırt eder. 1916-1917 yılları arasında ise birincil narsisizm kavramını yaşamın en erken dönemine, benliğin oluşmasından önce olan bir döneme yerleştirir. Bu dönem için anne rahmindeki yaşam düşünülebilir. Laplanche ve Pontalis (1967) birincil narsisizm kavramına dair ‘ayrışmamış’ yani “yani kişi ile dış dünya arasında bir bölünmenin olmadığı bir dönem” e işaret ederler. İkincil narsisizm ise Freud tarafından “nesne yatırımlarından geri çekilen libidonun yeniden benlik üzerine dönmesi” şeklinde tanımlamıştır. Freud (1914) aynı zamanda birincil narsisizmin inşasında ebeveynlerin konumuna dair: “Ebeveynlerin çocuklarına karşı sevgisi, yeniden doğan kendi narsisizmleridir” şeklinde yazmıştır. Freud burada ebeveynlerin çocuklarına kendilerinin vazgeçmek zorunda kaldıkları düşlerini- yerine getirilememiş arzu düşlerini yansıttıkları, narsizmin yeniden türeyişine işaret eder. “Birincil narsisizm çocuğun yeni doğan narsisizmi ile ebeveynlerin yeniden türeyen narsisizmleri arasındaki bir tür tüm- güçlülük alanını temsil eder.” (Nasio, 2018).


Buradan hareketle Lacan’ın ayna evresinden bahsetmek arzusundayım. Lacan’ın bahsettiği “Ayna Evresi”, Freud’un “Birincil Narsisizm” dönemine tekabül etmektedir. Ayna evresi 6 ila 18 aylık bebeğin annesi tarafından kısa bir süreliğine ayna karşısında işaret edilmesi ile gerçekleşmektedir. Çocuk aynada kendi imgesini kısa bir süreliğine bütünsel olarak görmekte ve kendi imgesine aşık olmaktadır. Çocuk aynada kendisini görmeden önce kendisini annenin bir uzantısı ve parçalara ayrılmış bir beden olarak duyumsarken aynada kendi imgesini gördüğü anda imgesi tarafından büyülenir ve sevinç duyar. Ancak çocuğun aynada gördüğü yansıma aslında hiçbir zaman ulaşamayacağı ideal imgesidir. Kendisini bu imge olarak kabul eder ancak bu imge kendisinin dışındadır. Çocuğun aynada gördüğü bütüncül görüntüsü ile gerçekteki güçsüz ve bağımlılık hali arasındaki uyumsuzluk ‘ben’ oluşumunu hızlandırır. Çocuk, ötekinin ‘bu sensin’ diyerek işaret ettiği yansıması yani ideal imgesi ile özdeşleşir. Kendini, ona öteki tarafından yansıtılan imge sayesinde kurgulayabilir. İlk defa kendi beden bütünlüğünü o esnada kazanmaya çalışmaktadır. Ergenlik ile libidinal yatırım ergenin kendi imajı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Aynada görülen ideal imgeden ve kendine olan aşkından vazgeçerek benlik ideali ile özdeşim kurulur. Benlik ideali yoluyla aile, toplum ve arkadaşlar içselleştirilir. Ötekinin bakışı benlik kurulum safhasında önemli bir yer tutar. Bu bağlamda ayna evresi, ergenlik döneminde benliğin sağlam bir şekilde inşa edilmesi ve beden bütünlüğünün kazanılması için önemli bir yer tutmaktadır. Birincil narsisizmde öteki, kendisi olan çocuk dil’in yarattığı eksikliğin araya girmesi ile artık kendisini ancak öteki aracılığıyla anlar. Öteki burada ayna işlevi görürken, ‘ben’ ötekinin imgesi yoluyla biçimlenecektir…


Kaynakça
Nasio, J.D. (2018). Psikanalizin Yedi Temel Kavramı. İmge Kitabevi. Quinodoz, J.M. (2022). Freud’u Okumak. Bağlam Yayıncılık.


Uzman Klinik Psikolog Eda Nur Kaya
Yetişkin Psikanalitik Psikoterapi





 
 
 

Yorumlar


bottom of page